8 Şubat 2011 Salı

Basılı Medya vs. Digital




Geçtiğimiz aylarda okuduğum Umberto Eco ve Claude Carriere'in ortaklaşa yarattıkları "Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın" röportaj-kitap, daha önce düşünmediğim "basılı medya (kitap) dijitalin karşılığında ölecek mi?" sorusuna bir anlamda yanıt veriyor. İkilinin bu bazda başlayan sohbetleri konudan konuya atlayarak bir nevi günümüzün ruhunu tartışmaya dönüyor. Konu tabii ki dağılıyor. Ama bırak dağınık kalsın, ki, bu muhteşem iki insanın bilgi dağarcıklarından sebeplenenebilelim.

Eco'nun parmak bastığı konu çok doğru ve düşündürücü. Günümüzde bilgiler o kadar yok olmaya mahkum ki. Tüm bilgilerimizi bilgisayarlarımızda tutuyoruz, hard disklerde sakladığımızı, her ihtimale karşı back-upladığımızı, küçük flash disklerde taşıdığımızı sanıyoruz. Düşünsenize diyor Eco, tüm bilgilerimiz sanal! hepimizin bilgisayarı çöküyor, hard diskler siliniyor, virüsler tüm databaseleri yok edebiliyor. Bu durumda bir bilgiyi nasıl saklarsınız? Gerçekte varolmayan (sanal) bir ortamda tutulan bir bilgiye nasıl güvenirsiniz? 20 sene önce çekilen ya da kaydedilen filmler, video görüntüleri silinmiyor mu? fotoğraflar kimyasal tepkimelerden solup yok olmuyor mu? Bugüne dair elimizde ne varsa; silinecek, çünkü hepsi ya kimyasal ya da sanal. Dünyanın tüm bilgisayarlarının bir elektrik kesintisinde yok olduğunu düşünsenize? Evet eskiden de basılı eserlerin en büyük korkulu rüyası yangınmış, ama bu yine de sanal ortamın tutarsızlığının yanında daha az tehlikeli kalıyor. Bu yüzden basılı yayınlar hiçbir zaman dijitale yenilmeyecek diyor Eco. Aslında bu çıkarımla günümüzün anlayışına da ışık tutuyor, tüm hayatımız diyor, dijital fakat bu durum en küçük bir teknik aksaklıkta yok olabilecek kadar kırılgan ama farkında bile değiliz. Tabi bu satırlardan sonra bende de bir doğaya dönelim, doğala dönelim hareketi başlamıyor değil. Cep telefonu, bilgisayar, facebook, hepsini fırlatıp atmak; onlarsız nasıl yaşayabileceğimi görmek istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder